Ben bıkmadım , bıkmadan da söylüyorum. Gerektiğinde bağırıyorum
da ! Bugün Taksim’de yürüyüş vardı İstanbul Şehir Tiyatroları için, tam beş bin
kişi. Bu beş bin kişi ne yapıyor acaba, neden yürüyorlar, neden yürüyoruz
bağıra bağıra ? çok şey istemiyoruz aslında, sadece eskiden beri var olan ve
devam etmesini istediğimiz sanatlarımız. Bunların başında ‘’Tiyatrolarımız,
Yazılarımız, Kitaplarımız, Sinemalarımız’’ var. Ama kimse tarafından ciddiye
alınmamamız bizleri biraz yoruyor açıkçası. Başımızdaki yöneticiler ne
düşünüyorlar bilmiyorum ama tahmin edebiliyorum diyebilirim. Benim özgürce
yazamadığım, tiyatrocu dostlarımın özgürce sanatlarını yapamadığı, sansür
uygulandığı bir ülke hangimizi mutlu eder söyleyin bakalım ? Hangimizi mutlu eder
bu kısır döngü ? Sanatı bile muhafazakarlaştıran ama sanatla da ilgiliyim
diyebilen insanların olduğu bir yerde yaşamak bizlere utanç vermiyor, bizlere
utanç veren tek şey böyle insanların bu güzel ülkede yaşıyor olması. Bunun için
herkese okumayı, araştırmayı tavsiye ediyorum hep durmadan. Şehrinize gelen
tiyatroları asla kaçırmayın, sevdiğiniz yazarları mutlaka takip edin, günde en
az bir gazete takip edin, sevdiğiniz yönetmenlerin filmlerini mutlaka izleyin !
En önemlisi de nedir biliyor musunuz ? ‘’Nitelikli yapıtlar ve yazınlar’’dan
asla ve asla vazgeçmeyin. Şehrinizdeki ‘’Yerel Tiyatrolara’’ da mutlaka sahip
çıkın. İnsanların gözleri ve kulakları en önemli yetileridir bana göre, benden
size tavsiye bu organlarınızı iyi kullanın. Gözlerinizle izleyin,
kulaklarınızla duyun. Gözlemleyin, kulaklarınızı tıkamayın duyduklarınıza.
Sanatınıza, sevdiğiniz şeylerin ellerinizden, gönüllerinizden, gözlerinizin
önünden kayıp gitmesine izin vermeyin. Unutmayın, ‘’Gözlerinizi kapatırsanız
Kör, Kulaklarınızı tıkarsanız Sağır Olursunuz’’
Sevgi ile kalın …
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder