Uzun zamandır sevgili Erkan Oğur’un bir konserini
bekliyordum İstanbul’da, nitekim umduğumu da buldum. Cemal Reşit Rey Kongre ve
Konser Salonu’ndaki konser için en önden ayırttım biletimi. İnanın bana böyle
bir heyecan yoktur. Kim olursa olsun bir defa Erkan Oğur dinlediyseniz artık
geri dönüşü olmaz bunun, kulağınız hep aşinadır onun ritimlerine. Felsefesi de
bambaşkadır büyük üstadın. Son çıkan albümü ‘’Telvin’’in lansman konseriydi bu.
Halden hale geçme durumudur Telvin, renkten renge geçme durumudur. Kelime
anlamı gibidir Telvin, bahardan yaza, yazdan kışa geçmek gibidir belki, belki
de gönülden gönüle. Çok sevdiğiniz bir yemeği hayal edin. Çatalla bir parça
götürürsünüz ağzınıza yavaş yavaş çiğnersiniz, sonra boğazınıza geçer,
boğazınızdan da midenize. Bunun gibi bir şey işte. Sahneye çıktığı anda o ışığı
gördüm. ‘’Bir özrüm var’’ dedi sevgili üstad mağrur sesi ile. ‘’Bir özrüm var’’
derken bile sesindeki o enstrumental sesi inanın bana hissedeceksiniz canlı
dinlerken. Biraz rahatsızdı, sesi kısıktı. Sesinin kısık olması bile apayrı bir
akustik katıyordu sahnede kendisine. Beraber çıktığı orkestrayla o güzel
uyumunu ancak doğada görebilirsiniz sanıyorum ki, ağaç dallarının ağacı,
ağaçların ormanı tamamladığı gibi. Konserin belirli bölümlerinde orkestranın
her bir bireyini ön plana çıkarmayı başardı hem de bir orkestra şefi edası ile.
Bir ara konser ortasında benim en sevdiğim türkü olan ‘’Bülbülüm Altın
Kafeste’’ ye giriş yaptı. İnanın bana o an hissettiklerim bambaşkaydı, tarifi
asla mümkün olamaz. Bir baştan bir de sondan dedi hep ritimlerinde, iyi ki de
böyle dedi tellere her vuruşunda. Yoksa kaldıramayacaktım. Tellere her
vuruşunda ya kalbine vuruyor insanın ya da onun deyimiyle yine gönlüne. Bir
araya gelme fırsatımız oldu konser sonrası, birazcık sohbet etme olanağı
buldum. Sevgili dostum Ece Dorsay’ın selamını ilettim kendisine, çok memnun
oldu sevgili üstad Erkan Oğur. Sahnedeyken gözlerini kapattığında ne düşünüyor
acaba, hangi tünelde yolculuk ediyor, neler geçiyor içinden üstadın ? Onu
bilemem ama ben o sırada birkaç saniye de olsa gözlerimi kapattım ve kendimi
cennette, cehennemde, ateşte, suda, kırmızıda, beyazda, yeşilde, mavide
hissettim. Sonsuz sevgiler, selamlar Erkan Oğur üstada …
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder