Blogumu Nasıl Buldunuz ?

8 Mayıs 2011 Pazar

Sokağa Çıkmak ve Gerçekler

Haftanın belirli günleri haricinde neredeyse hergün dışarı çıkıyorum ve değişik şeylerle karşılaşıyorum.. Ama geçen günler öyle şeylerle karşılaştım ki gerçekten insanlığımdan utandım. Küçücük bir çocuk sokağın hemen başında bir sandığın üzerine dört beş tane küçük karikatür tarzı kitaplar koymuştu ve ayağındaki ayakkabılar çok çok eskiydi. - Abi kitap almak istermisin dedi oturduğu yerden kalkıp. neden satıyorsun bunları diye sormuş bulundum ama keşke sormaz olaydım. Kendime ayakkabı almak istiyorum dedi çocuk. 8 veya ) yaşlarında olsun en fazla. Ondan sonrasında neler olduğunu burada söylemek istemiyorum. Ama bu ülkede böyle şeyler olamamalı artık. Sadece çocuklarda değil bir çok insan görüyorum böyle. Birileri birtakım şeylerden çıkar sağlayıp kendine rant elde ediyorsa eğer, bunlara birilerinin dur! demesi gerekiyor. Çoğu insan çevresini gözlemlemiyor bile, bakmıyor etrafında ne olup bittiğine. Sosyal olmak cafe, bar gezmek farklı insanlarla tanışmak yada pahalı pahalı şeyler alıp başkalarına hava atmak değildir bence. Sosyal olmak, sorumluluklarının bilincinde olmaktır. Çevrende olup biten kötü şeylere göz yummamaktır. Destek ve yardım projelerinde aktif yol almaktır. Olan bitenden kendine ders çıkarmaktır. Sokaklara çıkın, çevrenizdeki insanları ve olup biteni gözlemleyin bence çünkü hayat toz pembe değil bazı insanlar için. Yazımı sevgili şair Nazım Hikmet'ten bir şiirle sonlandırmak istiyorum...
-Dört nala gelip Uzak Asya'dan
-Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim
-Bilekler kan içinde, dişler kenetli
-Ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benzeyen toprak
-Bu cennet, bu cehennem bizim
-Kapansın el kapıları bir daha açılmasın
-Yok edin insanın insana kulluğunu budavet bizim
-Yaşamak, bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine
-Bu hasret bizim... 
 

Hiç yorum yok: